Oldum olası negatif duygularla uğraşıyoruz.
Terminoloji de şu: Bilinçaltı temizliği, karma temizliği, aura arındırma vs vs ..
Bi kere kafadan ben pisim, bilinçaltım da pis, karmam desen bi felaket, aura var ya hele aman yarabbim bildiğin çöplük...tadında “negatifin kralı” bir hipnozu yemişiz var oluştan bu yana. Kızcağız ilk menstrüasyon tecrübesini yaşar; adı kirlenmek ya da hastalanmak olur, birileri bizi bilmem ne seansıyla suçlardan, günahlardan arındırır, biri çıkar senin geçmişini temizledim, genetiğini düzelttim, DNA nın 2 ymiş bana pek az geldi 12 ye yükselttim , soyağacından gelen blokajları temizledim, mekanın negatif doluydu temizledim vs vs habire bir temizlik operasyonu.. ( Kimseyi kastetmiyorum, yıllarca ben de bu söylemlerdeydim .. çuvaldız bana ait )
Dini ve hukuki boyuttan tabi ki bahsetmiyorum – zaten benim haddim olamaz- günah ya da suç vardır onun bedeli elbette ödenir; o ayrı konu ama benim son dönemde derdim, terapilerle, terapötik söylemler ve yaklaşımlarla...
a. Ya biz hakketen bu kadar pis, suçlu, kirli felan mıyız
b. Ben mi gerçekten kör ve kerizim.
Cevabın b şıkkı olduğu yüzde yüz ama ben yine azcık gevezelik edeyim istedim.
Şu temizleme halimizden bir an için vazgeçebilsek insanlar ve ilişkiler nasıl olurdu pek merak ediyorum..
Bir an için düşünün siz mesela endişe kavramısınız biri sizi temizlemeye geliyor. İyice endişelenmez misiniz? Ya da siz öfkesiniz; biri sizi kontrol etmeye ve yok etmeye geliyor. İyice çıldırmaz mısınız ? Öfke kontrolü seansları ya da “bu öfkeli halimi hiç beğenmiyorum, bana hiç yakışmıyor” talepleri.. Ben öfke olsam hem danışanı hem danışmanı ikisini birden maymun ederdim herhalde, öyle kontrol edilmez böyle edilir diye..
Belki bu negatif diye tanımladığımız duygulara bi izin versek naapiyolar, ne anlatmak istiyorlar, bi dertleri mi var acaba, bize bi garezleri mi var; bi sorsak, belki anlatabilseler, yok edilmek ya da temizlenmek yerine dinlenebileceklerini ama gerçekten dinlemeye hazır bir halde olunduğunu bilseler ortalığı birbirine katmaya eskisi kadar ihtiyaç hissederler miydi acaba ?
Ben mesela geçen gün bu iki arkadaşla röportaj yaptım, aynen aktarıyorum. Onların yalancısıyım yaani..
-Merhaba Endişe Hanım nasılsınız ?
-Ayy bana mı dediniz çok işkillendim de, bişiy mi oldu ?
-Yok hayır bir kaç soru sormak istemiştim
-Beni tutuklayacak mısınız ?
-Hayır rica ederim, niye böyle bişiy yapiim ki
-Ha buyrun o zaman, ama uzun sürmesin, kocam gelince yemeği pişirmiş olmam lazım, yetiştiremezsem yandık, belki tanırsınız adı Bay Öfke..
-Tanımam mı ? İlk sorum: Sizin bu eve, apartmana nasıl katkınız oluyor sorabilir miyim ? Sizce sizi yeterince tanıyorlar mı ?
-Çok dertli olduğum yerden sordunuz, beni hep senin yüzünden işimize odaklanamıyoruz, habire ortalığı telaşe veriyorsun diye dışlıyorlar. Hatta beni yok etmeye çalışıyorlar diyebilirim. Benim gibi koskoca kadını nasıl yok edeceklerse artık.. Bizim aile geniştir; ablam Anksiyete, abim Kaygı, kuzenim Kuşku, dayı kızım Panik atak felan çok kalabalığızdır biz. Çok şükür onlar bana sahip çıkıyor.
-Peki sizce sizin faydanız nedir, nelerdir ?
-Bi kere kimse bahsetmiyor ama ben 5 numaradaki Kalp hanımla ortak çalışırım , ben devreye girince o da daha hızlı mesai yapmaya başlar ve apartman yöneticisi Beyin beye daha fazla kan gönderir, yönetici Beyin beyin dimağı açılır. Bi kere çok boyutlu düşünebilmeye başlar, kapı kilitli kalırsa nasıl çıkabiliriz, asansör bozulursa alternatifimiz ne olur gibi felan ..bunları tıkır tıkır karar defterine yazar. Normalde ben olmazsam maşallah miskin miskin oturur. Eve, apartmana bütün getirilen yenilikler benim sayemdedir. Ben olmasam herkes olanla yetinir. Hep öyle oldu çünkü..
Aa kapı çalıyor, beyim geldi, eyvah, sizi görmesin
-Olsun hanımefendi beyfendiyle de sohbet ederiz ne güzel, belki o da kendinden bahsetmek ister kimbilir ?
-Kescek beni kescek,.. Öfkecim hoşgeldin hayatım
-Kim layyyn bu ?
-Röportajcı bey seninle görüşmek istermiş, ama koy o sandalyeyi lütfen yerine, adamın niye kafasına vuruyosun ki şimdi, bak israrla bişiy soruyo
- Ne soruyooo ??!!
- Öfke beyciğim rahatsız ediyorum, sizin aslında ne kadar faydalı, kıymetli işler yaptığınızla ilgili bir makale yazacaktım da. Belki kendinizi ifade etmek isterseniz bir iki satır bişiy sormak isterim, eğer uygun değilseniz..tabi ki de hemen giderim, ayrıca o sandalyeyi artık bıraksanız rica etsem çok şey mi istemiş olurum ?
-Kıymetli işler mi yaptığım dedin ?
-Evet efendim
-Kim söyledi bunu
-Ben öyle düşünüyorum, siz belki biraz açmak isterseniz..kem küm
-Gel otur bakiim şöyle
-Şey ben isterseniz gideyim
-Oturr dedim
-Tabi efendim derhal..
-Bak adın neydi ?
-Şu an unuttum efendim
-Bak şu an unuttum bey sana bir iki bişiy söyliim. Zaten bunları söyleyemedikçe bütün evi yakasım geliyor. Milletin yapma etme demesinden bana fenalık geldi. Bi de beni bi beğenmeme halleri var ya iyice çıldırıyorum.
-Yok efendim, beğenmemek ne demek esteğf..
-Kesss, ben konuşuyorum
-Mık..
-Şimdi bak, ben bu apartmanın savunma bakanı gibiyimdir, asıl işim savunma değil aslında, asıl işim her türlü başlangıcı yapmak, 5 numaradaki Kalp hanım benim adrenalin olmasa mort olur, hoş hepimiz de oluruz ya ... o da ayrı heh ehe..
-Güldünüz mü sanki bi ara ?
-Suss dedim
Bütün girişimleri ben başlatırım, ben olmasam 6 numaradaki Hırs, 7 numaradaki Azim, 8 ve 9 numaradaki o ukala Başarı hanım ve Performans beyler de olamazlar bu apartmanda. Onlara ben ayarladım o daireleri. Ben de zemin kattaki Korku beyden alırım gazı. O girdi mi apartmana, hemen önce 2 numaradaki Çaresizlik hanımın kapısını çalar, arkasından ya 4 numaradan ben devreye girerim ya da 3 numaradaki Depresyon hanım alır sazı eline.
Bazen neredeyse bunların hepsi tatile gidiyolar bütün iş bana kalıyo, bırak depresyon hanımda biraz kestirsinler, biraz bizim endişe hanım kahve yapsın, hırs bey , azim bey biraz görev yapsınlar... nerdeee illa önce çaresizlik sonra ben, valla deliricem, yakacam bu apartmanı diyorum o zaman. Haa teras dairedeki Motivasyon bey ve Kendine merhamet ve Kabul hanımların bu apartmanda oturduğundan bile habersizler bu düdük makarna yönetim. Tüm bakanlar savunma bakanı olarak bana bütün işlerini devrederlerse de sonu cinnet tabi.
Ohh be sanki biraz rahatladım yaa, ilk defa biri dinliyo beni ha !. Rengin kaçmiştı demin ama acık daha kendine geldin sanki..
-Evet efendim daha iyiyim
-Kal yemeğe, endişe yengen masaya bi tabak daha koysun
-Nası isterseniz, ben rahatsız etmeseydim
-Olur mu len, sevdim sanki seni haa, sana bi zararım dokunmaz merak etme, hem bizim hanım ikimizin yerine bol bol merak eder sen kafaya takma..he he... ulen ben başta seni yine bizi temizlemeye gelen biri sandıydım iyi mi ... he he.......ne içeriz ?
Sanırım yediğim en ilginç ve doyurucu yemekti...