top of page
POLARİTE – DUALİTE / VİTALİTE / HAKİKAT - 23 Eylül 2018

Sözlük anlamlarına bakarsak;

Polarite:

Bir elektrik üretecinin kutuplarını birbirinden ayırt etmeyi sağlayan nitelik. Kutupluluk. Bir moleküldeki elektronların düzensiz dağılımı.

Düalite:

Türkçede “ikilik”, “ikilem”, “ikileme”, “ikili denge” gibi çeşitli biçimlerde kullanılmakta olup, doğadaki, evrendeki karşıtlık ve birbirini tamamlayıcılık ilkesini ifade eden genel bir terimdir.

Vitalite:

Yaşam gücü, yaşam fonksiyonlarını yapma gücü, canlılık, hayatiyet

Hakikat:

Bir şeyin aslı ve esası, mâhiyeti. Gerçek, doğru, gerçekten, doğrusu.

Sistemik yaklaşımda bu kavramları değerlendirirsek; 


Polarite kutupluluk kavramı eksi ve artı kutbun varlığından bahseder. Iki ayrı kutup zıtlık kavramı ile de değerlendirilir. Eğer eksi ve artı ( ki bu kutuplar birbirini çeker ) bir araya gelirse nötr olur. Yani içinde artık eksi ve artı değerlere rastlanamaz. Yani bir araya geliş her iki kutbu da sıfırlar, mevcut özellikleri kalmaz ve sonuç matematiksel olarak sıfırdır. Buradan yeni bir ürün çıkmaz. Nötralizasyon sağlanır ancak artık hareket yoktur, akış yoktur.

Dualite iki kutupluluğu tanımlayan bir terimdir yine. Ancak dualite polariteden farklı olarak tamamlayıcılık ve denge kelime ve anlamlarını da içerir. Burada ortaya çıkan yeni bir enerji ve ürün vardır. Buna en belirgin örnek sperm ve yumurtanın ilişkisidir. Sperm ve yumurta kimyaları itibarı ile tamamen zıt ve farklıdır. Ancak kaynaşabildiklerinde nötralizasyon olmaz. Oluşan yapıya zigot denir. Zigotta sperm ve yumurtanın özellikleri polarite kavramında olduğu gibi sıfırlanmaz. Aksine tüm özelliklerini taşır ancak bunlardan ibaret değildir, artık yeni bir canlı, yeni bir yaşamdır.

Dualite olmadan “yaşam” olmaz, olamaz.
Iki sperm ya da iki yumurtadan zigot gelişemeyeceği gibi.

Vitalite ( yaşam / canlılık ) dualite ile mümkündür.

Metaforik bir özetle dualite yaşam; polarite ölüm ( nötr /hiçlik ) demektir.

Dünya genelinde dualite zannedilen polarite ilişkileri var. Zıtlık, çift kutupluluk, tezat kelimeleri hep ötekileştiren bakış açılarıdır. Dışlar, ötekileştirir. Düşmanlaştırır. Kendi kimyasını, yapısını bozacağı korkusuyla savaşır. Bunu “barış” için ! yapar. Birlik için yapar. Ama yok etme endekslidir. Polarite bunu gerektirir.. 


“Yeni”nin oluşması polarite ile değil “dualite” ile mümkündür. Bebek, ortaklıktaki başarı, kar ...hayata dair ne varsa ancak farklılıkların bir araya gelip kaynaşabilmesi ile oluşabilir. Sperm ve yumurta gibi..Diğer türlü eninde sonunda kendini taraf gören iki kutup da nötralize olacaktır. Bebek olamayacaktır, şirket batacaktır, boşanılacaktır vs...
Polarite yönlü bakış açısı hep bir tarafın “haklı” olduğu düşüncesinde olduğu ve diğerini öteki görüp kendileştirmeye çalıştığı sürece sonuç matematiksel olarak sıfırdır.

Dualite / Vitalite / Hakikat cephesinden bakabildiğimizde ise şunları görürüz;

• Sağlık ve hastalık zıt değil bütünsel kavramlardır. Her ikisi de “yaşam” için çalışır. Hastalık yok etmek için değil, bireyin hayatta daha dengeli ve ahenkli bir yaşam sürmesine hizmet içindir. Mesajlarını verir, gider. Mesaj alamadıkça fazla mesai yapmak zorunda kalır. Ihtiyaç anında gelir. Acil çıkış kapısı gibi çalışır. Başa çıkamadıklarım da geçici bir “pas hakkı ! “ verir. Bir süreliğine “konfor alanı” oluşturur. Ancak mesajı almak yerine bu durum “tercih” edilen oldukça ve “hakikati” görmeyi erteledikçe mesaisine devam etmek zorunda kalır. Bert Hellinger’in dediği gibi ;

- Sadece hakikat iyileştirir..

Hastalığı yok edemem, yok ettiğimi sadece var sayarım. Ona gerçekten ihtiyaç duymayacağım hale kadar bana refakat edecektir. Bu sebeple sağlığa ancak yanıma hastalığımı da alarak yürüyebilirim, onu yok etmeye çalışarak değil. Dualite bunu gerektirir.

• Annemi, babamı, atalarımı onların yanlışlar yaptıkları konusunda yargılamam, suçlamam yine dualite ilkesine ve yaşamsal gerçekliğe uymaz. Şöyle ki: Bir çok kişinin yaş aldıkça anneme benziyorum, babam gibi konuşuyorum ve buna sinir oluyorum dediğine şahit olmuşsunuzdur. Zigot sperm ve yumurtanın tüm özelliklerini taşır. Biz mıknatıstaki nötr müşüz gibi algıladıkça ve yaşadıkça , sıfırlamaya, kesmeye çalıştıkça, kaçtıkça, uzaklaştıkça lastik daha da gerilir ve geri çeker. Ben geleceğe ancak onlardan aldıklarımla devam edebilirim. Onlara rağmen değil, düzeltmeye çalıştıkça değil. Ancak onlarla. Çünkü onlar zannettiğim aslında bütün hücrelerimde var olan “ben” in ta kendisi. Şunu hatırlayabilirim beraberinde..


- Evet oradan geliyorum, ancak onlara ait değilim ve onlardan ibaret de değilim. Ayrı bir varlık, ayrı bir yaşam gücüyüm. ( Vitalite )

• Eşim / partnerim benim dualite planındaki belki de en büyük öğretmenim. Kimyalarımız ve geldiğimiz yer itibarı ile tamamen farklıyız ( ki böyle olması yaşamsal bir realite = dualite )


Bu farklılıklar karşısında iki yolum var:


a. Mıknatıs gibi davranırım. Diğer kutbu kendime doğru çekip, kendimleştirmeye emek harcarım. Onu bi hizaya ! sokarım. Süreç ya da sonuçlarında da hiç şikayet etmem !
b. Dualite yaklaşımında bulunmaya çalışırım. Geldiğim kutup kimyası gereği ilk etapta çok kolay olmadığını bilmeme rağmen. Farklılıkları “öteki” değil de bir renk ya da ton farkı olarak görebilirim ve gösterebilirim. Ortaya çıkacak olan “yeni”ye ancak böyle ulaşılabileceğini biraz daha idrak etmiş olarak, 1 ve 2 den 3’e geçebilirim. Bu üç; bebek, ortaklık, ürün, kazanç, yoldaşlık...her şey olabilir. Bende olmayanı öğrenerek, onda olmayanı göstererek ( eğer görmek isterse ... ki yok edilmeyeceğinden (!) emin oldukça isteyebilecektir. )

Tabi ki seçim benim, istediğim yoldan giderim....

Değerli hocam Sn. Mehmet Zararsızoğlu 'na verdiği eğitimler ve rehberlikler le yoluma tuttuğu Işık için sonsuz şükranlarımla..

bottom of page